top of page

kendinde-şey, bir

Ölümünden kırk altı yıl sonra Almancaya çevrilen Şehname’nin ikinci beşliğini okusaydı ne derdi acaba Kant: “Düşünce de ona varan yolu bulamaz; çünkü O; ne bir ada muhtaçtır, ne de oturmak için bir yere...”[1] Aklı yere göğe sığdıramayan Firdevsi için ‘O’, yani bilinmez, kavramlarla kavranamaz. Çünkü “akıl, ancak gördüğü bir şeyi anlatmak için söz bulabilir.”[2] Kant’ın bilinemezi malum, kendinde-şeyi insanoğlu bilemez. Kant’ın bize bilinemez olarak işaret ettiği kendinde-şey (thing-in-itself) sırtını nesnenin kendine has doğasının onu algılayan öznenin kendine has doğasına kapalı oluşuna dayar. Yani bizim kendinde-şeyi bilemeyişimiz nesnenin kendi başına ne olduğuna vakıf olamayacağımız varsayımı üstüne kuruludur. Sayelerinde dünyayı deneyimleyip anladığımız on iki kategorinin ötesindedir kendinde-şey ve deneyimlerimizin hudutlarını çizer.

Hegel’in felsefesini anlattığı eserinde W. T. Stace böyle bir sınırlamanın çelişik olduğunu belirtir, çünkü bir şey üzerine düşündüğümüzde onu sınıflandırır ve ona bir kavram atfederiz. Dolayısıyla insan zihninin üzerine düşündüğü hiçbir şey yoktur ki insan için bilinemez olsun. Althusser, Lenin’in bu eleştiriyi son derece önemsediğinin altını çizer. Hegel Kant’ın bilinemezini Mutlak İdea açısından eleştirmektedir, ama Lenin Kant’ı “bilim açısından, bilimsel nesnellik ve bunun karşılığı, yani bilimin nesnesinin maddi varoluşu açısından” eleştirir.[3] Peki neden Kant, bütün deneyimi phenomenona dayandırmak dururken ne idealizme ne de materyalizme yaranabilen muğlak bir noumenon kavramında ısrar eder? Çünkü, diyor Stace, “Kant, duyumlarımızın dışsal bir nedeni olması gerektiğini düşündüğü için, kendinde şeyin varolduğunu varsaymıştı.”[4] Görünen dünyanın nedeni olan kendinde-şey, böylece, neden bir kategori olduğu ve kendinde-şey kategorilerden bağımsız olduğu için koca bir idealist çelişki doğurur. Aynı zorunlu çelişki Kant’ı doğadaki güzeli sanat eserindeki güzele yeğ tutmaya götürecektir.


[1] Firdevsi, Şehname, çev. Necati Lugal (İstanbul: Maarif Basımevi, 1956), 06.

[2] Firdevsi, Şehname, 10.

[3] Althusser, Lenin ve Felsefe, haz. M. Belge, çev. B. Aksoy, E. Tulpar ve M. Belge (İstanbul: Birikim, 1976), 132.

[4] Stace, Hegel Üzerine, çev. M. Belge (Ankara: V Yayınları, 1986), 83.

Comments


bottom of page